پایگاه اطلاع رسانی آیت الله ابراهیم امینی قدس سره

Bedensel olmayan tembİhler

Bedensel olmayan tembİhler


Anne ve babaların, çoğu çocuklarının eğitimi için bedensel olmayan tembihlerden istifade etmektedirler. Mesela çocuğu karanlık bir odaya, bodruma, ambar veya evin sandığına ve hatta tuvalete kapatırlar. Bazen de küfreder, sert çıkışır ve kızarlar. Elbette bunlara benzer vahşice tembihlerin zararının bedensel tembihlerden daha az olmadığında tereddüt etmemek gerek.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurur: "Çoğu sözler hamleden daha serttir."(340)

Belki de bu tembihler daha zararlıdır. Bu şekildeki tembihler çocuğun şahsiyetini sarsıp korku ve ıstıraba sebep olmaktadır. Bir yere kapatılan çocuğun, korkması sonucu sinirlerinin zayıflaması, ıstırap ve heyecana kapılması ve ömür boyu onun etkilerinden kurtulamaması çokça rastlanılan şeylerdir. Bazen korkudan kalp krizi geçirdiği de olmuştur. Bunun için anne ve babaların gerçekten bu tembihlerden uzak durmaları gerekir. Küfür etme ve kötü söyler söylemek haram olduğu gibi çocuğa kötü şeyler öğretir ve onu da bu kötü şeyleri yapmaya alıştırır.

Ama bazı bedensel olmayan tembihlerin bu zararları yoktur. Çocuktan küsme, onu gezi ve dinlenmeden mahrum etmek, misafirliğe ve yokuluğa götürmemek, bir öğün yemek veya meyveden mahrum etmek, harçlığını vermemek veya azaltmak, oyuna bırakmamak, ödev veya bazı ev işlerini yaptırmak ve buna benzer onlarca kolay ve tehlikesiz tembihler. Çoğu anne ve babaların çocuklarını cezalandırmak için böyle tembihlerden istifade ederler. Bu tembihler okullarda da az-çok yaygındır. Bu tembihler akıllıca ve doğru bir şekilde istifade edilirse çocukların eğitim ve terbiyesinde faydalı olmasıyla birlikte pek fazla zararı da yoktur. Tembihin eksikliği şudur: Genellikle çocuğun içten ve hakikaten ıslahına faydalı değildir; onda ıslaha karşı bir istek uyandırmaz. Tembihten korktuğu için görünüşte kötü iş yapmaktan kaçınması mümkündür. Ama kusuru kökten ıslah etmez, aksine, kusuru olduğu gibi içinde kalır ve başka bir yerde ortaya çıkıverir. Hatta tembih korkusundan karşısındakini kandırmaya, yalan söylmeye ve gösterişe başvurabilir. Ama her durumda bu tembihler yaygın olarak yapılmaktadır ve bir çaresi de yoktur. Bunlardan daha iyi istifade edilmesi için bazı noktaları hatırlatmakta yarar var:

1- Tembih ölçülü ve hesaplı olmalıdır. Gerektiğinden dışarı çıkılmamalıdır ve işlenen hatadan ağır olmamalıdır. Çünkü eğer çocuk tembihi kendisine karşı açılan bir savaş olarak kabul ederse karşılık vermesi, savunmaya kalkışması, tuğyan edip baş kaldırması mümkündür.

2- Tembih öyle bir şekilde olması gerekir ki çocuk anne ve babasını düşman bilmemeli ve muhabbetsizliğe uğradığını sanmamalıdır.

3- Çocuğu yapamadığı bir iş için azarlamayın ve tembih etmeyin. Çünkü onun bir kusuru yoktur. Bu durumda tembih edilirse ruhunda kötü etkiler bırakır.

4- Tembihlerin iyi sonuç vermesi için ara-sıra ve istisna bir şekilde yapılması gerekir. Çünkü eğer normal ve devamlı olursa çocuk yavaş yavaş tembihe alışır ve artık hiçbir etkisi olmaz.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: "Kınama ve azarlamada aşırı gitmek inata neden olur."(341)

5- Çocuk niçin cezalandırıldığını anlaması ve başka yerlerde ondan öğüt alması için tembih belli şeyler hususunda yapılmalıdır, genel şeyler için değil. Çocuğu genel disiplinsizliği için değil de belli başlı bir işi için cezalandırın.

6- Kabahat türüne uygun bir tembih seçmeye çalışın. Örneğin, eğer matamatik ödevini yapmamışsa matamatik kitabını baştan sona yazdırmak yerine ona çözmesi için problem verin.

Eğer elbise ve çantasını dağıtmışsa misafirliğe bırakmamak yerine elbise ve çantasını yerine bırakmaya zorlayın. Eğer yemek hazırlamada size yardım etmemişse oyun ve istirahattan mahrum etmek yerine yemek yemekten mahrum edin. Eğer misafirlikte disiplinsizlik ve yaramazlık yapmışsa harçlığını azaltmak yerine misafirliğe bırakmayın. Eğer harçlığını boş yere harcamışsa misafirliğe bırakmamak yerine harçlık vermeyin. Eğer kalem ve silgisini dikkatsizliği yüzünden kaybetmişse, kalem ve silgisinin parasını harçlığından azaltın.

7- Tembihten sonra çocuğun kabahatini unutun, onun hakkında konuşmayın, görmezlikten gelin ve işi takip etmeyin.

Adamın birisi şöyle diyor: Çocuğum hakkında İmam Musa b. Cafer'e (a.s) yakındım. Bunun üzerine İmam (a.s), "Onu dövme, ondan küs, ama küsmeyi fazla uzatma" buyurdu.(342)

8- Eğer çocuğunu azarlamak istiyorsan onu başka çocuklarla karşılaştırma ve başkasını onun başına kakma. Çünkü bu yöntem çocuğu eğitme yerine onda kıskançlık duygusunu doğurur.

... Hatıralarında şöyle yazıyor: Çocukluk dönemimde babam beni çok azarlar ve tembih ederdi. Akrabalar ve yaşıtlarım içerisinde utandırıyor, onların yanında bana kızıyor ve azarlıyordu. Devamlı başkalarının işlerini başıma kakıyor ve beni küçümsüyordu. Babam beni küçümsediği kadar ben de inat ediyordum. Ders okumaya isteğim yoktu. Kendimi kabiliyetsiz bir çocuk sayıyordum. İş ve dersten soyumuştum. Her işten kaçıyordum. Babamın sürekli azarlamaları benim şahsiyetimi kırmıştı. Şimdi sönük, içine kapalı, işlerden kaçan, kinli ve kötümser bir kimseyim.

... Mektubunun bir bölümünde şöyle yazıyor: Çok yaramaz küçük bir kız kardeşim vardı. En küçük şey için küsüyordu. Yemeği beğenmiyor, hemen küsüyordu. Evdekiler onun nazıyla oynuyor ve yemek yemesi için yalvarıyorlardı. Evde yemezse okula gönderiyor ve bin bir çeşit yalvarışla yediriyorlardı. Ama annem buna karşıydı. O diyordu ki: Bu çocuğu kötü alışkanlığından kurtarabilmek için cezalandırmam gerekir. Bir gün istediğini yaptı. Kız kardeşim küstü ve kahvaltı yapmadan okula gitti. Annem, hiç kimsenin ona yemek götürmeye hakkı yok. Bırakın aç kalsın ve aç kalmanın tadını görsün, dedi. Hiç kimse ona yemek götürmedi. Öğleleyin eve döndü. Yemek yemesi için yalvarmamızı bekliyordu. Kimsenin ısrar etmediği gibi annem yemekleri onun elinin yetişmeyeceği yerlere bırakmıştı.

Her ne kadar sağı-solu gezdiyse birşey bulamadı. Açlık baskı yapmıştı. Bahçede tavuk ve horuz beslediğimiz küçük bir kümes vardı. Pencereden baktığımda kız kardeşimin yavaşca kümese girerek tavuklara düktüğümüz ekmek parçalarını yediğini gördüm.

O günden sonra kız kardeşimin küstüğünü görmedim. Bu tembihle annem, kız kardeşimin bu kötü alışkanlığını ıslah etmeyi başardı.